Son Konuşma (The Last Lecture)

    Yazan: Sis Etiket: »
    Beğeniler


    Yazarı RANDY PAUSCH

    Çevireni Merve Duygun
    Türü Kişisel gelişim
    Yayınevi Butik Yayınları
    Editör Pantha NİRVANO
    Baskı İstanbul, Haziran 2008
    Sayfa Sayısı 240
    ISBN 9786055890124

    Bir zamanlar yazdığım başka bir sitede yazmıştım bu kitabı. O zamanlar daha Türkçe çevirisi çıkmamıştı. Ben İngilizcesini okuyup sonra da youtubeda tüm konuşmasını ki tamamı 85 dakika sürüyor, izlemiştim. Dünyada fenomen haline gelmiş bir konuşmaydı bu 2008 senesi sonuna doğru. Şimdi bilmeyenler için yazıyı tekrarlamak istedim ve burada da olmasını istedim.

    Randy Pausch ( Sitesi buradadır. Türkçe alt yazılı videosu buradadır), Carnegie Mellon üniversitesinde bilgisayar eğitimi veren bir profesör. Okulun adeti üzere her sene profesörler bir son ders veriyorlar. Randy için bunun farkı ileri aşamada pankreas kanseri olması ve bunun gerçekten son sözü olacağı gerçeği. O da bir ay sonra öleceğini bilerek çıktığı kürsüde bu son sözünü öğrencilerine hayatla ilgili bir ders vermek üzere kullanıyor. Neden yaşadığını anlayamayan çoğu insana ufuk açan bir son ders bu. Zaman zaman hala karıştırıp, her karıştırdığımda da başka şeyleri hatırlamamı sağlıyor. Şimdi kitaptan bazı alıntılar yapacak olursam:

    Dünyada “sanal gerçeklik” (virtual reality) öncülerinden, insan-bilgisayar ilişkisi (human-computer interaction) araştırmacısı, hocalık yaptığı Carnegie Mellon Üniversitesi’nin Eğlence Teknolojileri Merkezi‘nin kurucularından ve Alice isimli yazılım projesinin yaratıcısı. Evlenmek için 39 yaşına kadar neden beklediği sorulunca, “mutluluğu benim mutluluğumdan daha önemli olacak kişiyi bulmak için bekledim” diyen bir adam bu Randy.

    – Kalın duvarların olmasının bir nedeni var. Onlar, istediğimiz şeyleri gerçekten ne kadar istediğimizi kendimize ispat etmek için oradalar. Onlar bizim için değil, “diğer” insanları durdurmak için oradalar. Çocukluk rüyalarına inanmayanlar için… Çünkü tecrübe denen şey, istediğini alamadığında elde edilen şeyin adı.

    – Bir gün, düşündüğünüzden daha az zamanınız olduğunu farkedebilirsiniz. Bu yüzden başkasının değil kendi hayatınızı yaşayın. Başkalarının düşüncelerinin değil, kendi kalbinizin peşinden koşun.

    – Başkalarına yardımcı olun. Aile, akıl hocalarımız ve arkadaşlarımız… Onlar, kendi rüyalarımızın gerçek olmasında bize yardımcı olanlar. Biz de başkalarına, kendi rüyalarını gerçekleştirmesine imkan sağlayabiliriz.

    – Varacağınız noktaya tek başına, başkalarının yardımı olmadan varamazsınız. Peki insanlar kimlere daha fazla yardım etmeye meyilli olurlar? O zaman sen nasıl bir insan olmalısın ki, yalnız kalma!

    – Kısaca içindeki eğlenceli ve meraklı çocuğu asla kaybetme. Ve kendine değil, başkalarına odaklan. Çünkü sadakat iki yönlü bir sokak.

    – Ne yaparsan yap, keyif al.

    – Kimse yüzde yüz kötü olamaz. Sana göstermeleri için ne kadar beklemek zorunda kalırsan kal, bekle. Herkesin içindeki en iyi tarafı göreceksin. Sonunda insanlar seni şaşırtacak ve kendilerine hayran bırakacaklar. Birine kızıp sinirleniyorsan, ona henüz yeterince zaman vermedin demektir.

    – Vazgeçmek yok. Kefalete razı olma. En değerli altın pislik varillerinin dibinde.

    – Doğruyu söyle. Her zaman, her koşulda. Ve içten ol. Samimiyetinden kimse kuşku duymasın.

    – Hata yaptığında özür dile. (Şu üç şeyi sırasıyla söylemektir “özür dilemek” diyor: ‘özür dilerim’, ‘benim hatamdı’, ‘düzeltmek için ne yapabilirim?’ Özellikle sonuncusunu birçoğumuz atlıyoruz. Oysa özür dilerken ne kadar samimi olduğunuzun en önemli göstergesi o son soru.)

    – Geri besleme için bir döngü oluştur ve “dinle.” Bir şeyleri berbat ettiğinde bunu sana söyleyen kimse yoksa, artık senden vazgeçtiler demektir. Orada daha fazla bulunma.

    – Bir şeyde çok iyi ol. O “şey” seni değerli kılacak.

    – Minnettarlığını göster ve şikayet etme, daha çok çalış. Şikayet etmek için harcadığımız enerjinin onda birini sorunu çözmeye harcayabilsek, işlerin ne kadar düzeldiğine de şaşıracağız. Şikayet etmek, bir strateji olarak işe yaramaz. Hepimiz sınırlı zaman ve enerjiye sahibiz. Sızlanmakla geçirdiğimiz her saniye, bizi hedeflerimizden uzaklaştırdığı gibi mutsuz de eder.

    – Hazırlıklı ol. Şans, hazırlığın fırsatla buluştuğu andır.

    Konuşmasında " hayatınızı nasıl yaşamanız gerektiği hakkında" adını verdiği kısımdan bazı başlıklar:

    -Büyük hayal kurun
    -Anlaşma yapmayı öğrenin
    -Şikayet etmeyin, sadece daha çok çabalayın.
    -İnsanların düşündkleri üzerine takıntılı olmayın.
    -Herkesdeki en iyiyi arayın
    -Kötü bir özür hiç özür dilememenizden daha iyidir.
    -Gerçeği söyleyin, her zaman.



    Yazılış amacını Rand Pausch şu şekilde açıklamıştır;

    "...Çocuklarımın bana dair hiçbir anısı olmayacağının farkındayım. Bir ressam olsaydım, onlar için resim yapardım. Bir müzisyen olsaydım, onlar için şarkı bestelerdim. Ama ben konuşmacıyım. Ben de konuştum. Çocuklarım için konuştum. Yaşamın güzelliğini ve her ne kadar benim için az kalmış olsa da, yaşamı ne kadar takdir ettiğimi anlattım. Dürüstlük, doğruluk, minnet ve el üstünde tuttuğum diğer değerler hakkında konuştum."

    25 Temmuz 2008 de ölen Randy benim aklımda en çok şu cümlesiyle kaldı:

    “Hayatı uzun değil, ‘iyi’ yaşamak önemli olan.”

    One Response so far.

    1. Nazannesi says:

      Çocuklara bakıncada fena oldum bak gene..
      Tmm işte onun konuşmadan başka bırakacak şeyi yoktu ben de ona özeniyorum madem.. Yapayım ben bu işi, kendi kendimi çekeyim..
      Hayat kısa mı ne..

    Siz de Yorum yapın