Daha önce üst katım da oturan 'Obsesif-Kompulsif teyze'mden bahsetmiştim,işte teyzeme yeni bir yan komşu geldi bir kaç ay önce..Aslında tam üst katıma düşen bu yeni komşumu çok uzun süre farkedemedim çünki üst katta yaşama belirtisi gösteren hiç bir ses duymamıştım.Derken bir gün iş dönüşü apartmandan içeri girdiğimde filmlere konu olabilecek o müthiş romantik karşılaşma anımızla yeni komşum hayatıma direkt giriş yaptı...

Akşam,üşüye üşüye,söylene söylene apartmana girdiğimde şöyle bir tabloyla karşılaştım:Teyzem,elinde üzerinde bir dolu aşure kasesi olan bir tepsiyle yan kapısında birisiyle konuşuyor.Biraz daha ilerleyince yan kapısında gözlerimi pörttetecek( böyle bir kelime varmı bilmem)bir abi duruyor..Ben diyim Zeus,siz ne derseniz diyin ve teyzem ona ,hani türkler bir yabancıyla türkçe konuşurken bağırırlarya sanki daha kolay anlayacaklarmış gibi,işte o kıvamda bağırarak diyorki
-YAVRUM...AŞURE BU AŞURE...YE...ÇOK FAYDALI
üstelik bunu derken her kelimeyi jest ve mimikleriylede tamamlıyor.Abim ise gülümseyerek anlamaya çalışıyor.Teyzem beni gördüğü an sevindirik olarak dediki;
-Kızım gel sen 'ecnebice' bilirsin..dediklerimi anlamadı bu,söylede bunu yesin!
Ben abinin zeus etkisinden çıkarak,kısa bir şekilde teyzenin dediklerini aktararak vede iyi akşamlar dileyerek kendi katıma inişe geçtim....O günden sonra isminin Teddeo olduğunuda çok sonra öğrendiğim italyan komşumla sık sık kapı girişlerinde karşılaşarak,birbirimize iyi günlerimizi,iyi akşamlarımızı dileyerek geçti gitti günler ta ki geçen cumartesi öğlenine kadar....

Evde miskinlik yaptığım,sağdan sola yuvarlandığım kendimi sadece yeme-içme ve tv moduna ayarladığım ender çalışmadığım bir cumartesi günü...Öğlene doğru kapı çaldı..Genelde gözetleme deliğinden bakarım,kim o falan derim ama her nedense gidip kapıyı pat diye açtım !Şimdi bu anıda gözlerinizin önünde canlandırmanız için anlatmam lazım :))Bende durum şu;Saçlar kalemle tepede sözüm ona toplanmış,üstte üzerinde çok sıkı bir küfür yazan uzunca bir t-shirt-ayakta kedibaşı şeklinde şu kocaman terliklerden ve en süperi,biraz önce yenen nutellanın burunda ve çenede kalan izleri...İtalyan abim ise son derece spor ama bir o kadarda şık,ayakta spor ayakabılar,saçlar geriye taranmış,belli sinek kaydı traş olunmuş,adeta bir sanat abidesi şeklinde karşımda gülümseyerek duruyor.
-günaydın dedi ve i need your help..please diyerek beni benden aldı..
Sözüm ona soğukkanlılığımı koruyarak ve doğal olmaya çalışarak nasıl yardımcı olabileceğimi sordum.Anlattı...
Akşama en yakın arkadaşlarına evinde ilk kez parti verecekmiş ve tatlı olarakta onlara süpriz olarak aşure yapmak istiyormuş !! evet evet aşureeeee.....
Bir süre bana kal geldi,çünki aşurenin a'sından anlamam ama sadece bildiğim birşey var ki onun içine konan zımbırtılar bir gün önceden ıslatılıyor,pişiriliyor sanki..
Bunun mümkün olamayacağını,sürenin çok az olduğunu,üstelik nasıl yapıldığınıda bilmediğimi söyledim.Ama o pes etmeyip hemen bir teklifle geldi.Ok dedi,ben bilmesen bile aşure teyzeden yardım alabileceğimizi söyledi.Adam kararlı yapacak bu aşureyi..
Bekle dedim,üzerimi değişip çıktık üst kata,aşure teyzenin zilini çaldık,ben durumu anlattım,teyzem eğer bakliyatları haşlanmış hazır konserve şeklinde alırsa akşama yetişebileceğini,kendisinde memnuniyetle yardım edeceğini söyledi !!!Birde liste yazıp eline verdi ve yine tane tane ama bağırararak dediki;
-SEN GİT...BUNU AL GEL...BEN SANA YAPACAK...
sonra bana dönerek,benimde gelmem gerektiğini ecnebiceye ihtiyaç duyulacağını belirtti...


ay valla elim yoruldu,bitmez bu hikaye zaten..to be continued valla :))))))