Dolandırıcılık

    Yazan: Sis Etiket: »
    Beğeniler


    Ticaret yapıyorsan eğer mutlaka üçkağıtçılarla dolandırıcılarla muhatap olursun. Bu işin boyutları değişir. Hani kitlesel dolandırıcılık yapanlar da vardır bireysel yapan da. Benim işimde sattıklarım çok çabuk nakide çevirilebilecek ürünler olduğu için biz içki satıcıları sürekli bunlarla uğraşırız. Kazık yiye yiye yememeyi öğreniriz, çünkü ne kanun ne polis ne bankalarımız bizim arkamızda durur. Perakende kısmındaki dolandırıcılar bana daha eğlendirici gelir açıkçası. Bunların standart yöntemleri vardır. Yıllar içinde benim ezberlediğim ama bu kendini dolandırıcı sanan ve hani zeka seviyesi yüksek olması beklenen insanların hala yenilemediği ve sıkılmadığı klişelerdir bunlar. Gerçi allahtan yenilemiyorlar yoksa iş hayatım epey bi zor olurdu. Gelin bakalım yöntemlere.

    1- ÇİNGEN ABLALAR
    Çoluk çocuk sürü şeklinde kalabalık dolaşırlar. Dükkana girdiklerinde siz o kalabalık güruhtan birinin hırsızlık yapmasına odaklanırsınız en başta. Kadınlardan birinin elinde tercihen en büyük para biriminden bir banknot olur ( 100 veya 200 lira günümüzde, ama geçmişte de bunun 20 milyonluk banknotla yapıldığını gördüm ). Kadın bir şey almaya niyetlenir, ve sürekli diğerleriyle birlikte bir ağızdan " o kaç para, bu kaç para " şeklinde sorularla dikkat dağıtmaya çalışırlar. Gariban satıcı bir yandan sorulara cevap verip bir yandan bir şey çalmasınlar diye dikkat kesilir. İşte tam da bu anda "karı gibi dırdır" deyiminin gerçekliğine tanık olursunuz. Eğer olur da satışı yapmayı kabul ederseniz elinize birden fazla kere verilen-geri alınan banknot siz satışı yapmaya karar verdiğinizde birden el çabukluğuyla sahte para ile değiştirilmiş olur. Verdiğiniz para üzeri, sattığınız mal ve elinizde sahte bir kağıt parçasıyla kalırsınız. Tabii bu numarayı yemeyip ilk içeri girdiklerinde " bozuk para yok hadi naşş " derseniz hem yüz ifadeleri seyre değer olur, hem kendinizi korumuş olursunuz.

    2- SAHTE KREDİ KARTI
    Mutlaka şık giyimli, düzgün konuşan ve genelde erkek olan birisinin elindedir bu sahte kart. Alışveriş şeklinden duruma uyanmanız gerekir. Gelip de sizden her insanın bilmediği single malt viski istemez de daha harcı alem olan markadan 3-5 şişe ister, yanına mutlaka kartonla sigara ister. Sigara tiryakileri genelde sabit bir marka sigara içtiği halde eğer söylediği markadan kalmadığı söylenirse " fark etmez xx markadan ver bi karton" şeklinde cevap verir. Sonuçta ortaya çıkarılan kart mutlaka ya chipsiz bir kredi kartıdır veya hazret şifresini unutmuştur ve sizden imzalı işleme geçmenizi rica eder. Kimlik sorarsanız ortaya bir kimlik çıkartılır mutlaka, tabii ki üzerinde 15 yaşlarında bir çocuğun fotoğrafı olacaktır. Eğer satışı yaparsanız gerçek kredi kart sahibi ( kart ya çalınmıştır ya da gerçek bir kart numarasının klonlanmış halidir) illa ki bir süre sonra bankasına itiraz edecektir, bankalar arası görüşmelerle kendi bankanızın size hesap ve belgeyi sorma süresi iki ayı bulacaktır, ama siz satış yaptığınızla kalırsınız ve banka hesabınızdan alış veriş tutarı parayı geri alıp gerçek kart sahibine iade eder. Son sahte kartla gelen şahısla aramda geçen diyalog şöyleydi:

    Ben: Beyefendi bu karta satış yapamayız güvenlik sebebiyle. Başka şifreli kartınız varsa alalım.
    Adam: %&$+&*/%/ Nasıl yapamazsınız efendim, ne biçim işletme burası, bık bık gak guk..
    Ben: Beyefendi işin açıkçası bu kart bana sahte gözüküyor. Arzu ederseniz siz bir kahvemizi içerken hemen karakola haber verelim, polis eğer kartın gerçekliğini doğrularsa biz işletme olarak size affettiririz kendimizi bir jestle.
    Adam: Tamam tamam uğraşamam sizle.Verin kartı.( dükkandan nasıl çıktığını bilemedi tabi )

    Normalde bankalarla olan sözleşmenize göre sahte ya da çalıntı şüphesi olan kredi kartıyla karşılaştığınızda karta el koymanız gerekir, ama hiç hem de hiç tavsiye etmem. Mümkünse kart numarasını kaydedip ilgili bankaya bildirmekle yetinin, başınız dolaşmasın.

    3- SAHTE 500 EURO BANKNOTU
    Yine başrolde acaip janti giyinmiş çook kaliteli adam görüntüsü veren bir şahıs olur. Bu bir öncekinin aksine kesinlikle harcı alem viski votka vs sormaz size. Chivas 18 yıllıktan başlar single malt viskiler dünyasında bir bilgi gösterisi yapar, ardından Belvedere votkaya falan dalar. Tüh ama şansa bakın ki ne cüzdanında Türk parası kalmıştır ne de kredi kartı yanındadır. O cüzdan siz görebilesiniz diye böyle bohçaçı kadın bohçası şeklinde açılıp içindeki dolarlar eurolar gözünüze gözünüze sokulur. Banknota dokunmadan sadece gözle sahte olup olmadığını anlayabilecek yetenekte bir satıcıysanız bu aşamada olayı savuşturursunuz ama öyle bir insan yoktur bence. Neyse alınacak içkiye karar verilir ve o cüzdandan bir adet 500 Euroluk banknot çıkartılır. Özellikle de elinize elinize tutuşturulur ki siz çaktırmadan gerçek olup olmadığına bakın arada. Tabii ki gerçektir. Sonra yine çingen ablalar olayındaki gibi banknot el değiştirmeye başlar; " du bakiim ver geri galiba cebimde TL vardı, hmm yokmuş ben yine bu parayı vereyim, dur galiba kredi kartım yanımdaymış alayım parayı geriye, tühh o Money cardmış al parayı yine" şeklinde bir para dalaşı yaşanır. Olur da satışı yapmaya karar verirseniz son elinize değen banknot el çabukluğuyla yine sahte banknotla değişmiş olacaktır. Bu numarayı son deneyen şahısla aramda geçen diyalog da şöyleydi. Artık nasıl gözüm dönmüşse paranın ve müşterinin gerçekliğine bir an bile ihtimal vermemişim.

    Adam: Yaa tüh sadece döviz varmış yanımda ben size 500 Euro versem?
    Ben: Beyefendi AB ülkeleri başkentlerinde bile 500 lük banknot sokakta dolaşımda değildir, siz benim allahın İstanbulunda cebinizde bundan başka para olmadığına inanmamı mı bekliyorsunuz? Bir dakika bekleyin ben bir telefon açayım.
    Adam: Ee nereyi arıyorsunuz ki para için?
    Ben: Para için değil beyefendi karakolu arıyorum
    Ve adam kaçar,alenen bildiğin kaçma yani...

    4- 50 DOLAR HALİNE GETİRİLMİŞ 5 DOLARLIK BANKNOT
    Para gerçektir, elle dokunarak, göz kontrolü hatta para kontrol için olan mor ışıklar bile gerçek diyecektir. Tek dikkat etmeniz gereken paranın üzerinde yazan FIFTY ile FIVTY arasındaki farkı görmektir. Hah onu değiştiremiyorlar işte. Hala bunu yapan da kaldıysa sevgiyle öperim kendilerini.

    5- SAHTE İTHALATÇILAR
    Bunlar yurt dışından bir parti içki getirtir. Mal yasaldır ve kitabına uygun olarak getirtilmiştir. Sonra tüm içki satıcılarını ellerinde mala dair bir kaç örnekle ve çok cazip fiyat listeleriyle dolaşmaya başlarlar. Gereken vadeli satış, vadeli çekle ödemek gibi tüm kolaylıkları da sunarlar. Yanılıp da alış verişi yaparsanız, size faturalarını keserler sizden vadeli çekinizi alırlar ve mal da kısa bir süre içinde teslim edilecek derler ( bu da mantıksız değildir çünkü aldığınız mal yüzlerce şişedir, arabalarının arkasında dolaştırmalarını bekleyemezsiniz). Siz ertesi gün malın teslimatını beklerken ne gelen ne giden olur tabi. Verilen telefon numaraları kullanım dışına düşer birden, faturadaki adresden ses çıkmaz hatta çoğu zaman adres sahtedir, fatura da sahtedir. Bir kaç gün içinde bir öğrenirsiniz ki size satılan malı bir çok perakendeci almıştır, ve sadece en şanslınız olup da son alış verişi yapan kişinin elinde mal vardır, ama o da büyük olasılık İstanbul dışındadır. Polis, mali şube, dolandırıcılık masası "soğuk su iç kardeşim" demekten öte bir şey yapmazlar veya yapamazlar.

    Ayhh benim içim daraldı be yazarken. Ee ama burası Türkiye, bir polisin dediği gibi "Kendi polisin, kendi güvenliğin, kendi avukatın vs vs olacaksın. Açıkgöz olacaksın, uyanık olacaksın. Her şeyi de devletten beklemeyin be kardeşim." Soramazsınız tabi " e güzel kardeşim o zaman devlet niye benden vergi alıp niye sen gibi gerektiğinde işe yaramayanlara maaş ödüyor?" diye. Bu arada Veysel Karani'nin reenkarnesiyim diyerek cennetten arsa satıyorum deyip yüzlerce kişiyi dolandıranların olduğu ve cennetten arsa satın aldığına inanabilecek insanların olduğu bir ülkede yaşadığımızı bilmem hatırlatmama gerek var mı? Sağlıcakla dolandırıcılardan muaf günler dilerim efenim.

    2 Kişi Yorum Yapmış.

    1. O. Hery hikayeleri çok meşhurdur, tavsiye ederim :)

    2. Adsız says:

      Today is virtuous ill, isn't it?

    Siz de Yorum yapın