Böyleyken Böyle İşte...

    Yazan: Sis Etiket: »
    Beğeniler


    Püff çok olmuş yazmayalı. Ama buraya yazmayışım sizleri okumuyor ve sizlere yorum yazmıyorum anlamında değil, bilen biliyordur. Yaa hani eliniz gitmez, eliniz gitse o elden ne gereği var diyeceğiniz laflar çıkacaktır; öyle bir durumdaydım uzun süredir de o yüzden yazmadım.

    Öncelikle ay başıydı ki esnaf insana aybaşları zordur. Neyse o çok da abartılacak durumda değildi ama derken Nisanın ilk çarşambası dükkanda baktığım kedilerimden Korsan kayboldu. Velet en son öğlene doğru dükkanın önünden doğru bir kadınla adamın peşinde yukarı doğru giderken görüldü ve gidiş o gidiş. Arama tarama çabaları sonuçsuz, bari ölüsünü göreyim diye mahallenin tüm çöp konteynerlerini arayış sonuçsuz, belki ölüsü bi yana atılmıştır diye mahallenin tüm çöpçülerine haber salınması sonuçsuz. Gitti gider oldu kedi. Kardeşi Topak hala ortalarda ama o zaten kendi başının çaresine bakabilecek sağlıkta ve cüssede. Bakın alttaki resimdeki Korsanım benim, hem bir gözü kör hem akciğer hastalığı zor bela tedavi edilmiş güçsüz durumda, yani sokakta kendi başına yaşaması çok zor. Tüm mahalleye haber edildi, resimleri gösterildi, taksi duraklarına resimleri bırakıldı falan ama içim de ağlamaya başladı bir yandan.


    Derken 6 gün sonra seninki bitişik dükkanın önünde belirdi, zil aç ve çok zayıflamış bir halde. Ne oldu nereye gitti başına ne geldi bulamadık ama en azından yarası beresi yoktu. Derken sürekli uyuması ve iştahsızlık baş göstermesiyle birlikte geçen cuma yine soluğu veterinerde aldık. Ki ateş olmuş 39.9 ( kediler için 39 insanlar için 37 neyse o, ötesi yüksek ateş sayılıyor). Ateş de yüksek olunca aynen serum bağlandı ve antibiyotik vitamin vs her şey yeniden başladı. Veterinere götürüyorum serum bağlanıyor, 1.5 saat sonra gidip alıyorum dükkana getiriyorum. Bu arada bir ön bacağında serum kateteri takılı kalıyor ama velet habire onu dişleyip çıkarmaya uğraşıyor. Cumartesi gecesi ( ki pazarları iş yerim geç açılır, yani yalnız kalacağı süre daha uzun olacaktı) eve getirmek zorunda kaldım sırf patisinden serum iğnesini çıkarmasın diye. Eee evde Duman hırtı var. Tıslamalar, kükremeler, kendisinin yarısından bile ufak olan Korsanın üzerine yürümeler falan; sonuçta gece evde Duman evin bir kısmında ben ve Korsan başka kısmında şeklinde geçti. Uykusuzluktan bahsetmiyorum tabii.


    Neyse gece bitti pazar oldu, Korsan tekrar veterinere serum almaya gidecek. Veteriner dükkanın yakınında, eşim zaten dükkana gidecek dedi ki " ben veterinere bırakayım, sen 1.5 saat sonra alırsın, iki kere çıkma evden" . Peki dedim ve Beşiktaş içinden alınacak bir kaç şey olduğu için oğlumu da yanına kattım; alınacakları eşim alacak, oğluma verip oğlumu eve geri yollayacak, yolu üzerinde kediyi veterinere bırakıp dükkana geçecek. Plan çok basit değil mi? Hah işte sorumsuz yetişkinle hevesli çocuk bir araya gelince bu plan tutmadı ve kedinin içinde olduğu kafesi oğlum taşıdı, ve nasıl olduysa ana caddeye yakın bir yerde o kedi o kafesten kaçtı. Yaklaşık 20 dakika sokaklarda kediyi kovaladıktan sonra beni arayan eşim haber verince fırladım çıktım evden oldukları yere koştum. Ki kedi deli danalar misali koşturuyor ( aklı çıkmış garibimin korkudan ) bu iki şuursuz kediyi yakalamaya üzerine gittikçe onlara saldırıyor. Eşimin parçalanmadık yeri kalmamış ellerinde. Hatta yediği bir tırnak elindeki bir damara gelmiş, elinden şıpır şıpır kan akıyor. Az mantık kullanarak kediyi bir kenara sıkıştırıp üzerine de ceket atarak ve tek kaçış yoluna da kafesinin kapısını dayayarak kısa sürede yakaladım. Bu arada eş burnundan soluyor ( adama hiç bir şey demedim valla denecek çok şey olduğu halde, her yeri kan revan içindeydi), oğlum neye uğradığını şaşırmış kendini suçluyor ( ona da demedim baban kendi dururken neden sana taşıttı kafesi diye) ve kendimizi veterinere attık.

    Korsanıma serum verilirken bizler de veteriner ablamız tarafından ilk yardım tedavisi aldık. Veterinerler de doktor kardeşim, buna eminim artık. Korsan dükkana sağ salim ulaştırıldı, içeri girdiği anda melekleri oynamaya başladı, biz oğlumla alışverişimizi yapıp eve döndük falan filan işte. Korsan şu anda pür sağlık durumda ve umarım böyle kalır.

    Bu kaybolduğum zamanda sadece bunlar olmadı tabii. Epey kitap okudum, beğenmediklerim çoğunlukta oldu, zamanla yazacağım onları bloga. Bir de beynimi uyuşturmaya düşünmemeye kendimi oyuna ve diziye verdim. Aklımda izlediğim sevdiğim dizilerle ilgili bir yazı yazmak da var. Sonraya artık. Haa bu arada oyun blogundakiler falan gördü de buraya da koyayım istedim; hani o hırt deli denyo Duman bu aşağıdaki.



    Aaa bu arada bu alttaki resim de çok ama çok çaresiz bir kediye, Gürbüze ait. Olur mu ona sahip çıkacak bir kişi, olur belki...

    4 Kişi Yorum Yapmış.

    1. Baştan Korsan' ın döneceğini hiç beklememiştim. Daha yeni Rayuş' un kedisini feci şekilde kaybettik. En kötü, tanınmayacak halini ben gördüm.(zaten tanıyamadım da anlaşıldı sonradan) Neyse korsan senin gayretlerinle sağlıklı ve esen.
      Duman canavarı da bir başka. Ben onun tepkisini haklı buluyorum. Bunca zaman sonra kim ortak ister yanına. Hem de hasta ve ihtimam gören bir ortak.

    2. Vladimir says:

      Çok da sevimli bir kedi umarım bir an evvel iyileşir.

    3. Sis says:

      Asucum,
      Korsan yaşayacak yaa,yani ölümden iki kere döndürdüm bir daha bi şeycikler olmaz umarım. Duman Korsana karşı tam canavardı ama,o sepetteki sevimli oyuncu haliyle alakası yoktu. zaten ufak bir kaplan ebatında bir de karşısındakini sindirmeye tüylerini kabartınca dev haline geliyor.

      Vladimir,
      Hoşgeldiniz ve teşekkürler, şu anda çok daha iyi pisicim.

    4. su says:

      hem onun için hemde senin onca emeğin için, korsan iyi olsun valla..nasılda tatlı resimlerinde öyle yaaa :)dumana gelince; yayıl bakalım eve çıkar krallığının tadını eşek sıpası diyecem ama kedi-eşek benzetmesi olmadı..amann her neyse herkez iyi olsun !

    Siz de Yorum yapın