Bekleyen bir dolu yazı var. Ama sağolsun tayyoşum ve tayfası gündemden yazmama izin vermiyor.
Akşam saat 19.30 civarı twitter ana sayfama "gözaltına alındım" diye bir mesaj düştü. Twitterda kedi yuvalandırma amacıyla tanıştığım sadece bir kere telefonda konuştuğum ve yaşının küçük olduğunu bildiğim bir genç kız mesajı yazan. Hemen arayıp telefon numarasını teyit ettikten sonra baro başvurusunu yaptım. Bu arada sosyal medyada adı ve soyadı hızla dolaşıma girmişti gözaltına alndı diye. İstanbul Barosundaki avukatları tekrar tebrik ediyorum, bu kadar hızla ve gönülle herkesin yardımına koştukları için.

Malumunuzdur bir kaç gündür devam eden Kadıköy direnişi. Evelki gece canlı yayınları izlerken içimden " ben bu filmi Beşiktaşta gördüm" dedim. Aynı senaryolarla ( pardon polis taktikleriyle ) oradaki direnişi de bitirdiler 3 günde. Taktik ne mi?

Gruplaşmanın yoğunlaştığı bölgeye direnişci kılıklı sivilleri, onların sayısından fazla da çevikleri yığmak.

Her tür kanuna aykırı aramalar yapmak.

Sırt çantası taşımanız gözaltı için sebep olabilir.

Gözaltı süreci uzun bir süreçtir. O süreç içinde her ne kadar İstanbul Barosu anında destek sağlasa da darp, taciz, usulsüz ve insan haklarına aykırı muamele görme ihtimaliniz vardır. Bunu yapmaları ( tabii ki delil olabilecek telefonları vs engelleyip yapıyorlar) hem sizi sindirmek, hem de diğer direnişcilere caydırıcı örnek olmanızı sağlamaktır.

Semti yıldırmak, evlerinden destek olanları sindirmek için mesken yoğunluğu olan bölgelere çok fazla gaz atarlar, ki semt sakini evinde rahatsız olsun ve sokaktaki direnişciye hem kızsın hem yardım etmesin.

Direnişin yoğunlaştığı bölgede her semt esnafı yeterince uyanık değilse hem polise hedef hem de ispiyoncu durumuna düşebilir. Muhabbete gelen üniversite öğrencisi kılıklı kişi muhabbette çok ısrarcıysa % 90 sivil polistir, ağız arıyordur. Bu da semt sakinleri içinde güvensizlik yaratır.

Sadede gelirsem bu akşam göz altına alınan kızımız saat 03.58 itibariyle serbest bırakıldı. Bu akşam Kadıköyde sadece emirsiz, usulsüz üst araması ile göz altına alınan 29 kişiden biriydi. Hepsi serbest bırakıldı ve yarın savcılığa ifade vermeye gidecekler. Azıcık aklı selimi kalmış, insan olan bir savcıya denk gelirlerse soruşturmaları takipsizlik kararı alacak, sicillerine işlenmeyecek. Genç kızımız darp görmedi allahtan. Ama götürüldüğü çocuk şubeye gelen ailesiyle görüştürülmedi. Kendisini konuşturup uydurma suç delilleri yaratılmaya çalışıldı. İmzalamasını istedikleri tutanağa aslında olmamış şeyler yazıldı. Ki allahtan uyarılarımız sayesinde imzalamadı.

Sadece bir iki kere telefonda konuştuğum halde yaşadıkları yüreğimi yakan o çocuğun ailesinin durumunu düşünemiyorum bile. Şükür ki çok kötü sonuçlanmadı.

12 Eylül ile ilgili çok dokunaklı konuşmalar yapan siyasetçilerimiz ise bugün halkın sırtındaki devlet güdümlü polis postalını asker postalından ayıramamakta inat ediyor. Bu resim o siyasetçilere. Muhalefeti, muktediri hepsine !!!